Bad Taste - Peter Jackson

Bad Taste - Peter Jackson

wikipedia
Tarantino'nun şu sinemaya kazandırdığı en mühim nokta filmlerinde değil kendisinde yatıyor aslında. Elbette Pulp Fiction, Rezervoir Dogs gibi filmler sinemaya az buz değişimler yaratmadı ama sinema, özellikle de sinemaseverler üzerindeki etkisi film manyağı kişiliğinde yatıyor.
Sinema yazarı Mehmet Açar film manyaklarını da ön yargısız her filmi izleyen insanlar olarak tanımlıyor ve sinefiller gibi filmleri seçme konusunda kriterler ile kendilerini kısıtlamadıklarını söylüyordu. Önceden video kaset dükkanlarında pineklemekten başka işi olmayan bir kaç insanın işiyken, bunu tüm dünyada bir salgın haline gelmesini sağlayan kişi ise Tarantino'dan başkası değil.
Çünkü Tarantino sinemanda postmodernizmin bir kaç "estetik yoksunu" yönetmenin kendi başına takılasından çıkarıp basbaya akım haline gelmesini sağlarken, basbaya bir popüler kültür körükleyicisi haline gelirken, izleyici profilinin de altını üstüne getirdi. Artık estetik anlayışı tavanlarda eleştirmen kitleleri ne kadar kasarlarsa kassınlar sinema manyakları kalıplaşmış bir kaç kriterin çerçevesinde iyi-kötü diye ayrım yapmaktan olanca gücüyle kaçıyor. En kötü denilen filmleri bile içinde farklı değerlendirmelere tutabiliyor. Kült film denilen olgu evet çok eskiden beri vardı fakat işte o "kült" filmler için "kötü bir film ama ben zevk alıyorum" anlayışıyla yaklaşmıyor. O kült filmi "kötü ama zevkli" olarak değil de iyi bir film olarak da görebiliyor. Aynen Tarantino'nun yaptığı gibi Blowup ile Z tipi TV filmlerini aynı potada eriten De Palma'nın Blow Out'unu Empire'a Top 10 listem diye gönderebiliyor. Bu filmi çektikten 20 yıl sonra Hollywood'un en büyük prodüksiyonlarından Lord Of The Rings üçlemesini çekecek olan Peter Jackson'ın arkadaşlarıyla hafta sonları buluşup eğlencesine çektiği "iğrenç komik" filmi Bad Taste'i döne dolaşa defalarca izleyebiliyor. Ama "kötü ama eğlenceli" bulduğu için değil gerçekten "iyi film" konusunda kriteri olmadığı için seviyor. Çünkü aynen Tarantino gibi Rio Bravo'yu, Bande A Part'ı, Faster Pussycat... da iyi buluyor, birbirleriyle değil de kendi içinde değerlendirmeyi, her birinden farklı hazlar almayı, farklı güzelliklerini keşfetmeyi biliyor.
Bad Taste de işte parti gençlerinin eğlencelik filmi olmaktan öte, bu yazdığım sebeplerden ötürü hem çok kötü bir film hem çok iyi bir film. Absürtlükler içindeki bu kült film, içinde çok az filmde bulabileceğimiz bir sinema anlayışına sahip ki(biri de Braindead tabii ki) filmi kendi yapısı içinde değerlendirdiğim vakit, gerçek anlamda önemli bir yapıt buluyorum karşımda. Lord Of The Rings gibi bir şahesere gidecek yolun başlangıcı olmasının ötesinde bağımsız ve umarsız bir beynin hiç bir sinema anlayışını, teknik zımbırtıları kafasına takmadan kotardığı bir eğlence sineması başyapıtıyla karşılaşıyorum.Bu kan, irin, beyin parçacıklarıyla dolu komedi filminde, Peter Jackson'ın kendine dair bişey bulmanın samanlıkta iğne aramak olduğu bu filmde samimi sinema var aslında..
Filmin hafta sonları arkadaş buluşmalarıyla çekildiği ne kadar doğru bilmem ama işte elimize kamera alıp arkadaşlar arasında birbirimizi çektiğimiz görüntülerin, başkalarına anlatılınca zevki kaçan kötü esprilerin samimiyeti var bu filmde: Vıcık vıcık bir samimiyet

23 Kasım 2008 Pazar

1 Comment:

Adsız said...

bad taste bu denli hafife alinarak degerlendirilecek bir film degil zannimca.icinde bolca gonderme bulunan ve daha da onemlisi turlerin jargonuyla dalgasini gecen bir film.cok sıkı bir korku filmi sahnesinin finalinde absurd bir komedi sahnesiyle sonlandiran ve yeni donem korku filmleriyle dalgasını gecen korkufilm skecleri gibi havada asili kalmadan yapan bir film.

 
Sinema Dedigin... - Wordpress Themes is proudly powered by WordPress and themed by Mukkamu Templates Novo Blogger