XXY - Lucía Puenzo

XXY - Lucía Puenzo

imdb

Bir sinema filmi iyi bir hikayeye sahipse ona sırtını dayaması yeterli mi? Bu o filmin "sanat" olmasını sağlar mı yoksa film diye izlediğimiz hikayenin bire görsel olarak okunmasından mı ibarettir?Böyle bıçak sırtı bir hikayenin minimalist dille aktarılması tamam da, sıradanlaşması öykünün ağırlığı altında ezmiyor mu filmi?

Bu sorulara cevap bulmak önemli. Çünkü bir filmi(veya başka herhangi bir şeyi) direkt olarak yargılamadan önce anlamaya çalışmak, asıl olarak da yönetmenin ne yapmaya çalıştığını anlamak önemli. Bu kadar sınırda bir konuyu sadece aktaran bir filmi sinemasal bir şey vermiyor diyip kestirip atmak kuşkusuz gaddarlık olur du ama elindeki güçlü, daha doğrusu etkileyici hikayenin üzerine oturup da bütün filmi geçirdikten sonra hikayeyi övgü bombardımanına tutmak da bardağın azıcık dolu tarafını görmek olur kuşkusuz.

Filmin konusu ismi gibi XXY üzerine. Yani Süper dişilik, yani hermafroditlik, yani çift cinsiyetlik. En açık fikirli toplumlar diye gösterilen toplumlarda bile eşcinsellik daha anormalken; hermafroditlik tam bir kapalı kutu. Hermafrodit kimdir?,Çözümü nedir?, Nasıl yaklaşılmalıdır? gibi sorular hala büyük bir muamma iken herhangi bir tarafa kaymadan, kimseyi incitmeden bu konuda film yapmak, dert anlatmak çok zor. Kuşkusuz anlattıklarının içeriği bir sinema filminden çok daha önemli. Gösterişçi bir dille şovenist bir şekilde, lafının nereye gittiğini bilmeden böyle bir hikayeyi bir sinema şovu olarak izlemektense pek tabi bu halini tercih ederim.

Ama illa sadelik demek sıradanlık demek değildir. Aynı şekilde bıçak sırtı olan bir hikayeyi sade bir biçimde bir "sinema sanatı"na dönüştüren Grbavica, 4 Ay 3 Hafta, 2 gün gibi filmleri daha yeni izlemişken böyle bıçak sırtı bir konunun sinema sanatı içinde yıllar sonra bile anacağımız bir şekilde aktarılması, en azından biraz kafa yorulması gerekmez miydi. Hikaye'yi aktaran oyunculara, bir kaç güzel plana ve göze sokula sokula yerleştirilen bir kaç imgeye kamera tutmak mı yönetmenin doğru bulduğu; yoksa böyle ilgi çekici bir konuyu işlemenin rahatlığına mı sahip bize gösterdiği hiç bir yol yok ya da böylesine ince bir konuda olmaması gerekecek kadar kapalı.

Hikayenin güzelliği kadar senaryolaştırmadaki göze batan noktalar o kadar dikkat çekici ki, bunlar kesin senaryolaştırılırken eklenmiştir demeden de duramıyor insan(Kısa bir öyküden uyarlanmış bir senaryo).  

Ama sinema tarafını bir kenara bırakarak öyle ya da böyle izlenmeli bu film. Çünkü filmde anlatılanlar çevremizde görmediğimiz, görsek de bilmediğimiz, bilsek de kolay kolay anlamadığmız insanlar; ve bu film bizim gibi olmayan insanların olduğunu, o insanların da bizim gibi olmak zorunda olmadığını iyi anlatıyor. Belki de niye sinema yok diye tepinmek yerine bu noktasına bakmak gerekiyor bilemiyorum

7 Ağustos 2008 Perşembe

 
Sinema Dedigin... - Wordpress Themes is proudly powered by WordPress and themed by Mukkamu Templates Novo Blogger